Alt İşveren İşçisinin Geçirmiş Olduğu İş Kazası: Hukuki Süreçler ve Çözüm Yolları
Türkiye’de iş kazaları, her yıl binlerce işçiyi etkilemekte ve hem işçilere hem de işverenlere büyük mağduriyetler yaşatmaktadır. 2023 yılının ilk 9 ayında Türkiye’de iş kazaları sonucu hayatını kaybeden işçi sayısı 1.414 olarak kaydedilmiştir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, Türkiye, işçi ölümleri konusunda El Salvador ve Cezayir’in ardından dünya sıralamasında üçüncü sırada yer almaktadır. Bu da ülkemizde iş kazalarının ciddi bir sorun olduğunu ve çözüm yollarının geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
İş kazaları, yalnızca inşaat ve maden sektörlerinde değil, pek çok farklı iş kolunda meydana gelebilmektedir. Peki, alt işveren işçisinin işyerinde geçirdiği kaza iş kazası sayılabilir mi? Bu yazıda, iş kazası kavramını, alt işveren işçisinin durumu ve hukuki süreçleri ele alacağız.
İş Kazası Nedir?
İş kazası, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. maddesinde şu şekilde tanımlanmaktadır: Sigortalı bir çalışanın işyeri sınırlarında veya işveren tarafından belirlenen başka bir yerde, görevli olduğu işi yaparken geçirdiği ve bedensel ya da ruhsal bir engellilik oluşturacak şekilde zarar görmesidir.
Bu tanımdan hareketle, iş kazalarının aşağıdaki şartlarla tanımlandığını görmekteyiz:
- Sigortalı Olma: Kazayı geçiren kişinin sigortalı olması gerekmektedir.
- Bedeni veya Ruhsal Zarar: Kaza sonucu kişinin bedenen veya ruhsal olarak engelli hale gelmesi gerekmektedir.
- İlliyet Bağı: Kaza ile iş kazası arasındaki illiyet bağı açık bir şekilde ortaya konmalıdır.
Alt İşveren İşçisinin Durumu
Alt işveren, asıl işverenin verdiği işi, kendi çalışanlarıyla yerine getiren bir işverendir. Alt işveren işçileri, genellikle inşaat, temizlik, güvenlik gibi sektörlerde çalışmaktadırlar ve bir iş kazası geçirdiklerinde iş kazası olarak kabul edilip edilmeyeceği merak edilmektedir.
Türkiye’de iş kazalarının işverenden bağımsız olarak değerlendirilmesi söz konusu değildir. Yani, işyerinde meydana gelen bir kazanın iş kazası sayılabilmesi için işyerinin tanımına uygun olması ve işverenin yürütmekte olduğu işle bir bağlantısının bulunması gerekmektedir. Eğer alt işveren işçisinin bulunduğu ortamda iş kazası meydana gelirse, bu durumun iş kazası sayılması için de aynı kriterler geçerli olacaktır.
Alt işveren işçisinin geçirdiği bir iş kazası, asıl işverenin sorumluluğu altında da değerlendirilebilir. Bu bağlamda, iş kazası sigorta kapsamına girse de, alt işveren ve asıl işveren arasındaki işyeri ve sigorta bağlantısının doğru bir şekilde kurulması önemlidir. İş kazasının meydana geldiği alanda, her iki tarafın sorumluluğu söz konusu olabilir.
İş Kazası Olarak Değerlendirilmesi Gereken Durumlar
Yargıtay ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yapılan açıklamalara göre, iş kazaları yalnızca fiziksel yaralanmalarla sınırlı değildir. 2004 yılı itibariyle Yargıtay, iş kazası tanımını genişleterek sigortalının, işyerindeki çalışma koşulları nedeniyle kalp krizi, beyin kanaması gibi hastalıklar geçirmesi durumunu da iş kazası olarak kabul etmeye başlamıştır. Bu doğrultuda, kalp krizi ve benzeri durumlar, işin yürütülme koşullarının etkisiyle ortaya çıkmışsa, iş kazası olarak değerlendirilir.
Ayrıca, işyerinde geçirilen beyin kanaması, şeker hastalığı nedeniyle meydana gelen hipoglisemi, düşme sonucu oluşan kırıklar gibi durumlar da iş kazası kapsamında değerlendirilebilmektedir.

Alt İşveren İşçisinin İş Kazasında Hukuki Haklar
İş kazası geçiren alt işveren işçisinin hukuki hakları, her şeyden önce iş kazasının tespiti ile başlar. Bu noktada, işyerindeki tüm koşulların, sigorta kapsamının ve iş kazasının nedeni üzerine detaylı bir inceleme yapılmalıdır.
1. İş Kazasının Tespiti ve Sigorta Başvurusu
İş kazasının sigorta kapsamında değerlendirilebilmesi için, kazanın meydana geldiği işyerinin Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmesi gerekmektedir. Bu süreç, sigortalı olan işçilerin korunması adına büyük önem taşır. Ayrıca, iş kazası geçiren işçinin tedavi süreci ve iş göremezlik durumu da göz önünde bulundurularak SGK’dan tazminat talep edilebilir.
2. Tazminat ve İşçi Hakları
İş kazası sonucu bir işçi sakat kalırsa, çalışmaya devam edemez hale gelir veya ölüm gerçekleşirse, işçi ve yakınlarına maddi ve manevi tazminat hakkı doğar. İş kazası nedeniyle zarar gören çalışan, hem maddi kayıplarını hem de uğradığı manevi zararı tazmin etme hakkına sahiptir.
3. Sorumluluk Durumu
Eğer iş kazası, işverenin ihmali veya kusuru sonucu meydana geldiyse, hem asıl işveren hem de alt işveren sorumlu olabilir. Yargıtay’ın ilgili kararlarında, iş kazasından doğan zararların tazmin edilmesi için işverenin sorumluluğunun olduğu belirtilmiştir. Burada, işverenin çalışanlarının güvenliğini sağlama yükümlülüğü esas alınmaktadır.
4. Hukuki Yardım Almak
İş kazaları, genellikle karmaşık hukuki süreçler gerektirir. İş kazası sonucu işçi haklarını alabilmek için bir avukattan profesyonel hukuki yardım alınması oldukça önemlidir. İş kazası geçiren işçiler, gerekli tazminatları ve haklarını almak için yargıya başvurabilir.
Sonuç
Türkiye’de iş kazaları, her yıl birçok işçi ve ailesi için ciddi mağduriyetlere neden olmaktadır. Alt işveren işçileri de bu duruma dahil olup, iş kazası geçirdiklerinde yasal haklarını kullanma konusunda çeşitli zorluklarla karşılaşabilirler. Bu nedenle, iş kazaları konusunda hukuki süreçlerin doğru bir şekilde takip edilmesi ve iş kazası sonucu hak kayıplarının önüne geçilmesi büyük önem taşımaktadır.
İş kazası geçiren bir alt işveren işçisinin, kazanın işyeri koşullarıyla ilişkili olduğunu kanıtlamak için yasal haklarını bilmesi ve profesyonel hukuki destek alması gerekmektedir. Hukuki süreçlerde doğru adımlar atılarak, iş kazası mağdurlarının hakları savunulabilir ve tazminat hakları güvence altına alınabilir.